Hazret-i Mevlana’nın bir talebesi vardı.
Muinüddin Pervane idi hem onun adı.
Bu, bir gün hanesinde tertib etti ziyafet.
Ve bütün âlimleri yemeğe etti davet.
Gayet leziz yemekler yenildi ve içildi.
Sonra da sohbet için yan odaya geçildi.
O zaman ev sahibi, Muinüddin Pervane,
Her âlimin önüne mum koydu birer tane.
Hazret-i Mevlana’nın önüne de hassaten,
Hepsinden büyük bir mum getirip koydu hemen.
Lakin o buyurdu ki: (Sen bunu al da, yine.
Hepsinden daha küçük bir mum getir yerine.)
(Peki efendim) deyip, getirdi küçük mumu.
Oradaki âlimler gördüler bu durumu.
Fakat bir iki âlim vardı ki o mecliste,
Onun büyüklüğüne inanmazlardı hiç de.
Şöyle düşündüler ki onlar buna karşılık:
Onun bu hareketi, riyadır açık açık.
Mevlana, firasetle bu fikri anlayarak,
Bu şekilde düşünen âlimlere bakarak,
Buyurdu: (Hayır hayır, hiç de riya değildir.
Bu mum, sizinkilerden elbet daha iyidir.)
Sonra bir el sallayıp, söndürdü küçük mumu.
O mum ile birlikte söndüler bil-umumu.
Zifiri karanlığa gömüldü birden oda.
Telaşa kapıldılar âlimler bu arada.
Mevlana buyurdu ki: (Hiç merak etmeyiniz.
Mumlarınız söndüyse, tekrar yakabiliriz.)
Ve elini bir daha salladı o arada.
Küçük mumla birlikte, yandı büyük mumlar da.
Hazret-i Mevlana’nın Emir Ahmed isminde,
Bir talebesi vardı Diyarbakır şehrinde.
Henüz görmemişti ki Mevlana’yı o kişi,
Onun muhabbetiyle yanıyordu hep içi.
Bir çok menkıbesini zira o işiterek,
Mübarek cemalini görmekti gayesi tek.
Bunun için Konya’ya çok gitmek istiyordu.
Lakin anne babası müsade etmiyordu.
O, bir gece kılarak iki rekat bir namaz,
Bu hususta Rabbine eyledi dua, niyaz.
Bu arzu ve istekle yatıverdi öylece.
Hazret-i Mevlana’yı rüyada gördü gece.
Huzuruna koşarak, elini öptü hemen.
O da ona sarılıp, öptü iki gözünden.
Daha sonra eline alıp küçük bir makas,
Alnının üstündeki saçlardan kesti biraz.
Ve ona buyurdu ki: (Evladım, sen ilerde,
Âlim ve mütehassıs olursun Mesnevi’de.)
O sırada uyanıp, farketti ki o hemen,
Yastıkta saç ve makas duruyor hakikaten.
Anne ve babası da verdiler ona izin.
O, hemen çıktı yola Konya’ya varmak için.
Mevlana ilk olarak görünce bu kimseyi,
Buyurdu ki: (Evladım, çok oku Mesnevi’yi.)
(Peki efendim) deyip, o dahi çok geçmeden,
Çalışıp, Mesnevi’de âlim oldu gerçekten.