Olmadan, görünmüştü pek çok işaretleri.
Doğacağına yakın, nice meşhur insanlar,
Geleceğine dair görmüştü çok rüyalar.
Sonra bu rüyaları, o zamanın en meşhur,
Kahinlerine gidip, tabiri sorulmuştur.
Onlar demişlerdir ki bu rüyalar hakkında:
Ahir zaman Nebisi teşrif eder yakında.
Sevgili dedeleri Abdülmuttalip dahi,
Bu hususta, bir rüya görmüştü bizatihi.
Kendisi anlatır ki: Bir gün uykuya daldım.
Rüya görüp, büyük bir ürpertiyle uyandım.
Oğlum Ebu Talip’le gittik biz bir kahine.
O, yüzüme bakarak, dedi ki: (Bu halin ne?
Ey Kureyşin reisi, ne oldu sana böyle?
Çok mühim bir hadise var ise, hemen söyle.)
Dedim ki: (Evet, henüz kimseye açmadığım,
Dehşetli bir rüyamı size anlatacağım.
Büyük bir ağaç gördüm, ucu göke varmıştı.
Dalları, doğuya ve batıya yayılmıştı.
Ve ondan, öyle bir nur çıkardı ki o anda,
Çok hafif kalıyordu, güneş onun yanında.
O, bazan gözüküyor, bazan kayboluyordu.
Ve o muazzam nur’u, an be an artıyordu.
Kureyş kabilesinden gördüm bazı insanlar,
Ağacın dallarına tutunmuşlardı onlar.
Bir kısmı da, kesmeye ederdi sa’y-ü gayret.
Bir genç ise, onlara mani oluyordu hep.
Çok da güzel bir yüzü var idi ki o gencin,
Ömrümde öyle bir yüz görmemiştim ben hemin.
Ve Ondan yayılırdı etrafa hoş kokular.
Dünya kokularından değildi hem de bunlar.
Ağacın bir dalını tutmak için o saat,
El uzattım ise de, ulaşamadım fakat.)
Rüyamı anlatınca, baktım yüzü değişti.
Gayet heyecanlanıp, sarardı benzi beti.
Dedi: (Bu, veriyor ki bize şöyle bir haber:
Gelir senin sulbünden yakında bir Peygamber.
Doğuya ve batıya malik olsa gerektir.
İnsanlar Ona uyup, dinine girecektir.)
Oğlum Ebu Talib’e sonra nazar ederek,
Dedi: (Bu, o Resul’ün amcası olsa gerek.)
Sonra ilave etti: (Ve ey Abdülmuttalip!
Onun nübüvvetinden sana olmaz bir nasip.
Yani o Peygamber’e nübüvvet geldiğinde,
Sen bulunmayacaksın bu dünya âleminde.
Ağacın dallarına tutunan o kişiler,
Onun dinine girip, Ondan nasiplenirler.)
Bu hadiseden sonra, yıllar geçti aradan,
Hatta Abdülmuttalip göç etti bu dünyadan.
Ve nihayet bir zaman, bi’seti müteakip,
Bunu, Resulullah’a anlattı Ebu Talip.
Rüyayı, kendileri ettiler şöyle tabir:
(Gördüğün büyük ağaç, Muhammed-ül emin’dir.)