İmam-ı Gazali’den nasihat isteyene,
İmam, bir mektup ile buyurdu şöyle yine:
Ey oğlum, iyi bil ki, biz aciz birer kuluz.
Allahü teâlâya ibadete memuruz.
Kavuşabilmek için ebedi saadete,
Sarılmamız lazımdır taat ve ibadete.
Günahtan da şiddetle lazımdır ki kaçınmak,
Cehennemden kurtuluş, umulur böyle ancak.
Resulullah buyurdu: (Ölün, ölüm gelmeden.
Görün hesabınızı, hesaba çekilmeden.)
Hazret-i Ali dahi buyurur ki: (Bir kimse,
Çalışmadan, Cennete girmeyi arzu etse,
O kişi, boş hayale kapılıyor demektir.
Çünkü kavuşmak için, çalışmak lazım gelir.)
Hasan-ı Basri dahi buyurdu: (Çalışmadan,
Cenneti talep etmek, günahtır, kaçın bundan.)
Büyüklerden biri de bu bapta buyurdu ki:
(Aklı olan bir kimse, bırakmaz ibadeti.
Gece gündüz, daima ibadete sarılır.
Çünkü sonsuz rahata, ibadetle varılır.)
Oğlum, kitap okuyup ilim öğrenmek için,
Bir çok gecelerini harcadın, acep niçin?
İlim öğrenmekteki asıl maksat ve gayen,
Dünya menfaatleri idi ise esasen,
Yani bu ilim ile, diğer bazı insana,
Caka satmak idiyse, yazıklar olsun sana!
Demek ki, bunca sene boşa gayret etmişsin.
Ve kendini azaba, kendin sürüklemişsin.
Yok eğer bunda gayen, islama hizmet ise,
Ve huy ve ahlakını temizlemek idiyse,
Ne güzel eylemişsin, müjdeler olsun sana.
İnsan, böyle kavuşur sonsuz olan ihsana.
İşte muvaffak insan, buna denilir ancak.
Buna denir hakiki istikbali kazanmak.
Ey oğlum, bu dünyada yaşasan da ne kadar,
Sonunda öleceksin, bu, açık ve aşikâr.
Sımsıkı sarılsan da bu dünya zevklerine,
Bir gün ayrılacaksın hepsinden tek tek yine.
Ve yine bu dünyada ne istersen onu yap.
Lakin bil ki, sorarlar hepsinden bir bir hesap.
İmanı, ibadeti tam öğrenmeden önce,
Para kazanmak için çalışırsan gün gece,
Ömrünü, boş şeylerle heba etmiş olursun.
Eğer böyle edersen, sana yazıklar olsun!
İncil’de okudum ki, öldüğünde insanlar,
Tabuta konulup da, ta ki mezara kadar,
Hak teâlâ, o kula kırk sual soracaktır.
Bunlara cevap vermek, kolay olmayacaktır.
Birincisi şudur ki: (Ey kulum, ne ki sebep,
Yaşadığın müddetçe, dünyaya çalıştın hep?
İnsanlar sevsin diye uğraştın da bu kadar,
Neden benim sevgime etmedin hiç itibar?
Halbuki düşünseydin, görürdün ki esasen,
Benim ihsanlarıma gark olmuşsun tamamen.)
Ey oğlum, Allah bunu soracaktır tabii,
Lakin sen, oyunlara dalmışsın çocuk gibi.
Dünya lezzetlerine bir türlü doymuyorsun.
Sağır ve Körler gibi görmüyor, duymuyorsun.