İnsanları irşada başlamamışken henüz,
İnziva yapıyordu evinde gece gündüz.
Lakin uzun sürünce bu ayrılık ve firak,
Kapısının önüne, toplandı bilcümle halk.
Dediler ki: (Efendim, muhtacız gayet size.
Artık evden çıkın da, nur saçın kalbimize.)
Onların ısrarıyle çıkınca hanesinden,
Ağaçtaki serçeler, uçtular hepsi birden.
O, bu hali görünce, hüzün çöktü kalbine.
Ve dönüp, inzivaya çekildi tekrar yine.
Buyurdu ki: (Faydalı olsaydım size eğer,
Beni görüp, ağaçtan kaçmazdı o serçeler.)
Bir yıl daha geçince, toplandı yine o halk.
Dediler ki: (Efendim, yeter artık bu firak.
Sizin ayrılığınız, yakıyor içimizi.
Çıkıp nurlandırınız sohbetle artık bizi.)
Yine dayanamayıp, son verdi inzivaya.
Bu sefer o serçeler, uçmadılar havaya.
Bilakis ona doğru uçup kanat çırptılar.
Sevinç gösterisiyle, onu karşıladılar.
O zaman rahat edip, başladı sohbetine.
İlim ve hikmet saçtı insanların kalbine.
Lakin ona, bir kişi, kalben etti itiraz.
Onun bir kelamını hatalı buldu biraz.
Bir Kur'an-ı kerimi saklayarak koynuna,
Gitti ki, hatasını söylesin güya ona.
Kapısını çalıp da, girince içeriye,
Sordu o evliya zat: (Ne için geldin?) diye.
İstifade etmeye geldim dedi o adam.
Zira onun heybeti, kaplamıştı onu tam.
Buyurdu: (Koynundaki kitabın bir yerini,
Oku da öğrenelim, hakiki niyetini.)
Hayret ve şaşkınlıkla Kur'anı çıkararak,
Başladı okumaya, bir yerini açarak.
Lakin okur okumaz, daha çok etti hayret.
Zira (Şuayb) Nebiden bahsederdi o âyet.
Ve buyurur idi ki mealen o âyette:
(Onu yalanlayanlar, ziyan etti elbette.)
Ebu Midyen’in dahi, (Şuayb)dı asıl adı.
O bunu okuyunca, anladı hakikatı.
Buyurdu: (Öyle doğru olmalı ki bir kişi,
Olmamalı ömründe, asla eğri bir işi.
Öyle çok korkmalı ki, günah ile haramdan,
Asla yanaşmamalı günaha hiçbir zaman.
Öyle çok din gayreti olmalı ki kişinin,
Kendini unutmalı, islama hizmet için.
Öyle çok anmalı ki bir kul Yaradanını,
Onu hatırlamadan, geçmemeli bir anı.
Ölümü, öyle yakın bilmeli ki kendine,
Asla tutulmamalı, bir dünya emeline.
Ey insan şunu bil ki, öleceksin sen dahi.
Hiç günah işleme ki, azap çetin Vallahi.
Her ne ki işledinse dünyada hata, günah,
Hepsinin hesabını, soracak senden Allah.
Bakılmaz ahirette, hem mal-ü emvaline.
Hesabı veremezsen, yazık olur kendine.)