Salihlerden birisi anlatır ki: (Bir zaman,
(Tevekkül nedir?) diye sordum bir evliyadan.
Dedi: (Girse bir kolun, ejderhanın ağzına,
Yine hiç korkmamandır, güvenip Allah'ına.)
Öğrenip tevekkülün ondan ne olduğunu,
Dedim ki: (Bayezid'e sorayım bir de bunu.
Acaba o ne türlü tarif eder?) diyordum.
İmtihan gayesiyle, evine vasıl oldum.
Kapıyı çaldımsa da, açmadı bana fakat.
Hem de şöyle buyurdu içerden bana o zat:
(Falanca evliyanın verdiği o cevaba,
Kani olmadın da mı, bana geldin acaba?)
Ben dahi kendisine eyledim ki şöyle arz:
(Kapıyı açsanız da, görüşsem sizinle az.)
Dedi: (Ziyaret için gelmedin ki sen bana.
Geldin ki, bu fakiri çekesin imtihana.)
Ben oradan ayrılıp, bir sene sonra lakin,
Geldim ziyaret için evine bu velinin.
İmtihan düşüncesi, kalbimde yoktu fakat.
Tek niyetim, sırf onu ziyaretti hakikat.
Kapıyı çaldığımda, düşünür idim ki hep:
Yine açmayacak mı kapıyı bana acep?
Lakin kapıyı açıp, buyurdu ki: (Hoş geldin.
Ziyaretime gelip, beni mesrur eyledin.)
Bir ay misafir etti hanesinde beni hem.
Feyzine kavuşarak, oldu çok istifadem.
Bir gün de, bu veliye sordular: (Efendim, siz,
Peygamberler hakkında, acaba ne dersiniz?)
O zaman buyurdu ki onlara cevabında:
(Bir şey söyleyemeyiz biz onların hakkında.
Zira anlayamayız hiç o büyükleri biz.
Onların hallerini, idrakten pek aciziz.
Biz, onları ne kadar uğraşsak anlamaya,
O anladığımızdan, yüksektir onlar daha.)
Bayezid-i Bistami, yine bir defasında,
Camide namaz kıldı bir imam arkasında.
İmam, namazdan sonra dedi ki haddi aşıp:
(Para kazanmıyorsun bir iş ile uğraşıp.
Başkalarından dahi, bir şey istemiyorsun.
Nafakanı kim verir, ne yiyip içiyorsun?)
Bayezid-i Bistami, buyurdular ki o an:
(Sen miydin biraz önce bize namaz kıldıran?
Dur, önce o namazı iade eyleyeyim.
Sonra bu sualinin cevabını vereyim.)
İmam, sual etti ki üzülüp fevkalade:
(Ne için namazını ediyorsun iade?)
Buyurdu ki: (Rızkını, kim verir her insanın?
Sen bunu bilmiyorsun, kabul olmaz namazın.)
Demek istemişti ki imama yani bu zat:
(Namaz kabul olsa da, sevabı olmaz fakat.)