Ehl-i mahşer, bir yere toplanır o gün yine.
Siyah bir bulut gelir onların üzerine.
Yağdırır defterlerle, o gün sahifeleri.
Onlar, gelip bulurlar kimlerse sahipleri.
O defterler, uçarak, sağ veya soldan gelir.
Bu minval gelmeleri, ihtiyari değildir.
Müminlerin defteri, erişir sağ taraftan,
Gelir kâfirlere de soldan veya arkadan.
Hesap'tan sonra dahi, bir nida edilerek,
Her bir kişi, Sırat’tan geçirilir tek be tek.
Cehennem üzerine kurulur ki bu Sırat,
Girerler o köprüye cümle ehl-i Arasat.
Müminler, o köprüden geçerek suhuletle,
Kurtulup, Cennetlere girerler bu suretle.
Ve lakin kâfirlerin, ayakları kayarak,
Cehenneme düşerler hor ve hakir olarak.
Gerçi (Sırat köprüsü) denilse de ismine,
Benzemez bildiğimiz dünya köprülerine.
Ahiret hayatında, her ne ki varsa eğer,
Bu dünyadakilere, sadece adı benzer.
Oradaki (Sırat)a, köprü denilse bile,
Yoktur bir alakası dünya köprüleriyle.
Mesela bir talebe, sınıfı geçmek için,
İmtihan köprüsünden geçirilir o ilkin.
Halbuki bu imtihan, hiç köprüye benzemez.
Çok kişi geçtiğinden, (köprü) der ona herkes.
İmtihan köprüsünden geçenler olsa dahi,
Geçemeyip, düşen de bulunur pek tabii.
Ve lakin bu haline düşmek dense de yine,
Benzemez bir köprüden denize düşmesine.
İmtihan köprüsü'nün nasıl şey olduğunu,
O köprüden geçenler bilirler ancak bunu.
Sırat köprüsü'nden de geçirilir cümle nas,
Müminler kolay geçip, olurlar Nar’dan halas.
Ve lakin kâfirlere, çetin gelir bu gayet.
Ve kayıp, Cehenneme düşerler en nihayet.
Müminlerin Sırat’tan geçmeleri, o zaman,
Amellerine göre güç olur veya asan.
Kimi (yıldırım) gibi ilerler o Sırat’ta.
Kimi de gider sanki (hızlı koşan bir at)ta.
Günahları çok olup, sevabı olmayan pek,
Geçer o gün Sırat’ı, yerde emekleyerek.
Lakin mümin olanlar, gitse de düşe kalka,
Sonunda, selamete ulaşırlar mutlaka.
Bir kişinin ameli nasıl idiyse eğer,
Ona göre Sırat’ı, kolay veya zor geçer.
Kim titiz davranırsa dine mutabaatta,
O kimse, o nisbette kolay geçer Sırat’ta.
Bu hususta, ne kadar gösterirse çok dikkat,
Sırat, ona, o kadar olur (geniş) ve (rahat).
Kim de gevşek olursa, islama tâbiyette,
Onun dahi Sırat’ı, (dar) olur o nisbette.
Velhasıl buna göre, Sırat olur dar, geniş.
Yani dine muvafık yaşamaktır bütün iş.