Zekeriya Ensari, hal ehli bir büyük zat.
Tesirli sözleriyle, ederdi çok nasihat.
Bir gün, sevdikleriyle otururken odada,
İslam âlimlerinden bahsetti o arada.
Dedi: (Cenab-ı Hakka şükürler olsun ki biz,
Onları tanımakla şereflendik hepimiz.
Sevdik ve gidiyoruz o zatların yolundan.
Bir nimet var mıdır ki, büyük olsun o bundan?
Eğer Resulullahın zamanında olsaydık,
Peygamberi tanıyıp Eshaptan olacaktık.
Onun varislerini tanımakla da elbet,
Sahabenin yolunda olduk ki, büyük devlet.
İşte ey kardeşlerim, iman bu, islam budur.
Bu nimetin içinde, her iyilik mevcuttur.
Eğer tanımasaydık o büyük zatları biz,
Şüpheli olacaktı, her iş ve amelimiz.
Ya isabet ederdik, yahut da edemezdik.
Çünkü işin doğrusu nasıldır, bilemezdik.
Ama o büyükleri tanırsa eğer bir kul,
Onun dahi her işi, olur iyi ve makbul.
Şöyle buyurmuştur ki, birisi mürşidlerden:
(Bizleri tanıyanlar, emindir küfr ve şirkten.)
Zaten kurtulur ise, küfürden insan eğer,
Bulunur ahirette, kurtulmaya çareler.
Çeşitli şefaatler vardır ki ahirette,
İman ile gidenler, kurtulurlar elbette.
Nasıl ki küfür ve şirk, felaketse büyük bir,
Şirk bulaşıklığı da öyle tehlikelidir.
Herhangi bir amelin, fısk, günah olduğunu,
Bilir ve çekinmeden yaparsa insan bunu,
Bu, Allah'ın nehyine ehemmiyet vermemek,
Manasına gelir ki, küfürden korkulur pek.
Zira büyüklerimiz buyuruyorlar ki hep:
(Büyük günaha devam, olur hem küfre sebep.)
İslam âlimlerini, tanırsa eğer insan,
Büyük günahlardan da, mahfuz olur her zaman.
Çünkü o büyüklerin, şifadır her sözleri.
Devadır kalpler için, her bir nasihatleri.
Zira cenab-ı Allah, Kur’an-ı kerim’inde,
Buyurur ki: (Hastalık mevcuttur kalplerinde.)
O, hasta yarattı ki, tedavi ettirsinler.
Böylece ebediyen Cennetlere girsinler.
Eğer ki kalplerimiz, olsaydı saf ve temiz,
O zaman, işlemezdik bir günahı asla biz.
Melek gibi olurduk o zaman biz insanlar.
Ve Cehennem korkusu, olmazdı bizde zinhar.
Kalbi temizlenirse halbuki bir kimsenin,
O zaman, kapıları açılıyor Cennetin.
Eshap, Resulullahın kavuşup sohbetine,
Onda şifa buldular, kalplerinin derdine.)