Ahmed-i Yesevi’nin bir çok talebeleri,
Vardı ki, birbirine çoktu muhabbetleri.
Yeseviyye yolunda ilerleyen kimseler,
Taşırlardı müşterek bazı hususiyetler.
Çok üstün bilirlerdi kendi rehberlerini.
Severek yaparlardı, o zatın her emrini.
Hepsi de, üstadını seviyordu pek fazla.
Ona bağlanmışlardı, muhabbet ve ihlasla.
Yiyip içseler bile emriyle o kişinin,
O yolda yükselmeye, sebepti onlar için.
Emirsiz, çok ibadet yapsalardı da hatta,
Faide görmezlerdi yine maneviyatta.
Çünkü teslimiyetti o yolda esas olan.
Bir şey kazanamazdı üstadına uymayan.
Her işte, talebeler dikkat ederdi ki hep,
Üstadımız, bu babta ne düşünüyor acep?
Anlayınca üstadın o işte muradını,
Her biri, ona göre atardı adımını.
Onun her yaptığını, bilirler doğru, iyi.
Buna bağlı bilirler o yolda yükselmeyi.
Herhangi bir işini, beğenmeyen talebe,
Yeseviyye yolunda bulamazdı mertebe.
Onu üzmek, o yolda pek çok tehlikelidir.
Dünya ve ahirette felakete sebeptir.
Çünkü inanırlar ki, incinirse o eğer,
İncinir o kimseye, bir önceki veliler.
Resulullaha kadar, yüzlerce veli dahi,
Onu üzen kimseye, incinir bizatihi.
Allahü teâlâ da, incinir ona hatta.
Çok dikkatli olurlar onun için bu babta.
Zaten hiçbir kimseye, hatta hayvana bile,
Zarar vermek, o yolda yasaktır bile bile.
Üstadın büyüklüğü hakkında şüphe eden,
Feyzinden mahrum olup, yükselemez katiyen.
Yeseviyye yolunda bulunan talebeler,
Ona teslim olur ve çok muhabbet ederler.
Emir telakki edip bir tek işaretini,
Hepsi yarış ederler, yapmak için emrini.
Her fedakârlığı da, yaparlar o iş için.
Çünkü onun rızası, esasıdır bu işin.
Onu sevdiklerine, ederler çok muhabbet.
Sevmedikleri ile, edemezler hiç ülfet.
Birbirlerini dahi, severler pek ziyade.
Üstaddan, ancak böyle ederler istifade.
O yolda çok mühimdir, üstada karşı edep.
Her talebe, evvela buna dikkat eder hep.
Kim çok edepli ise, söz dinliyorsa yani,
Onun yükselmesine kalmaz başka bir mani.