Hatice validemiz, radıyallahü anha,
Yok idi hatunlardan akıllı ondan daha.
Hem de çok güzel idi onun hüsn-ü cemali.
Asil ve temiz olup, üstün idi her hali.
Malı dahi çok olup, zengindi o zamanlar.
Çok idi bu sebepten ona talip olanlar.
Lakin o, hiçbirine etmedi muvafakat.
Duymadı hiçbirine bir ilgi ve iltifat.
Çünkü rüya görmüştü bu hususta o önce.
Onun tecellisini bekliyordu gün gece.
Varaka bin Nevfel de müjdelemişti onu.
Merakla bekliyordu bunun tahakkukunu.
Bunu, Nefise hatun sezip girdi araya.
Geldi bu sebep ile Resul-i kibriyaya.
Dedi ki: (Zatınızı, tezevvücden men eden,
Bir mani varsa eğer, söyleyin bana lütfen.)
Buyurdu: (Maddi yönden, elimiz dar bu ara.
Yani yok elimizde yeterli mal ve para.)
Nefise hatun ise, dedi ki: (Ya Muhammed!
Mal ve cemal sahibi bir hatun ile şayet,
Evlenmek isterseniz, ben hazırım hizmete.
Yeter ki siz emredin, bu iş olur elbette.)
Buyurdu ki: (Bu işe kim vesile olacak?)
Dedi ki. (Ben yaparım, bu işi etme merak.)
Ayrılıp, buldu hemen hazret-i Hatice’yi.
Gidip kendi evinde, verdi ona müjdeyi.
Varaka’yı çağırıp Hatice Hatun ise,
Olanları anlatıp, dedi: (Böyle hadise.)
Ayrıca Resulullah Efendimize dahi,
Adam salıp, evine çağırdı bizatihi.
Gidip, arz ettiler ki huzur-u saadette:
(Bize teşrif ediniz, falan gün ve saatte.)
Bu davet karşısında, amcası Ebu Talip,
Ve sair akrabası, oldular çok muzdarip.
Zira Resulullah'ın, davete gitmek için,
Yok idi elbisesi, iç yüzü buydu işin.
Satın almaya dahi, yok idi paraları.
Çaresizlik içinde düşünürken bunları,
Yetişti Hızır gibi hazret-i Ebu Bekir.
Dedi: (Üzülmenize acaba sebep nedir?)
O Server, Ebu Bekr'e anlatınca durumu,
Dedi ki: (Sizi üzen hadise bir tek bu mu?
Bu iş gayet kolaydır, üzülmeyin katiyen.
Yeter ki siz emredin, hallederim bunu ben.)
Bu sözlerden, o Server ferahladı bu kere.
Pek çok dua eyledi hazret-i Ebu Bekr'e
Dedi ki: (Sen razı ol ya Rab Ebu Bekir'den.
Zira esirgemedi yardımını hiç benden.)