ARA
SORULARLA İSLAMİYET / SUAL-CEVAB

Dua okumakla fakirlikten kurtulmak

Sual: (Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur) deniyor. Dua okumakla fakirlikten nasıl kurtulunur?
CEVAP
Dinimiz çalışarak kazanmayı emretmektedir. Hazret-i Ömer, (Çalışın, kazanın, çalışmadan rızık beklemeyin! Allahü teâlâ gökten para yağdırmaz) buyurdu. Hazret-i Lokman Hakim de, (Çalışmayıp muhtaç olanın dini ve aklı noksandır) buyurdu.

Rızık için endişe etmemeli! Kur'an-ı kerimde, (Her canlının rızkı Allah’a aittir) buyuruldu. (Hud 6) Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(En güzel rızık, helale, harama dikkat edilerek alın teri ile kazanılandır.) [Nesai]

(İbadet on kısımdır, dokuzu çalışıp helal kazanmaktır.) [Deylemi]

(Rızık için üzülme, takdir edilen rızık seni bulur.)
[İsfehani]

(Ana-babaya, evlada bakmak, kimseye muhtaç olmamak için çalışmak cihaddır.) [İ.Asakir]

(İhtiyacını halka açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allah’a arz eden, ihtiyaçtan kurtulur.) [Hakim]

Şu duayı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o dua kabul olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur demektir. Hastalığı için dua eden de şifaya sebep olan ilaca veya başka bir sebeple sıhhate kavuşur. Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ömrüm uzun, rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!) [İ. Ahmed]

(Sabah uykusu rızka manidir.) [Beyheki]

(Allah korkusunu sermaye edinen, rızka ticaretsiz ve sermayesiz kavuşur. Kur'an-ı kerimde,
"Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder ve rızkını ummadığı yerden gönderir" buyuruldu.) [Talak 2, 3 - Taberani]

(Eve girerken
"İhlas" suresini okuyan, fakirlik görmez.) [T.Kurtubi]

(Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kere
"La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.) [Şir’a]

(Günde yüz kere,
La ilahe illallah, el-melikül hakkul mübin, Muhammedün Resulullah, sadikul vâdil emin diyen, fakirleşmez, zenginleşir, kabirde kendisine yoldaş olur, Cennetin kapısını da açmış olur.) [Hatib]

(Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalan istiğfar etsin!)
[Hatib]  (Hamd; "Elhamdülillah", İstiğfar; "Estağfirullah" demektir. İstiğfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.)

Çocuklarının geçimi için sıkıntı çeken birine, Peygamber efendimiz, (Neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim) buyurdu. Hasan-ı Basri hazretlerine, kıtlık, fakirlik, çocuksuzluktan şikayette bulunuldu. Hepsine de istiğfar etmesini söyledi. Sebebi sorulunca, Nuh suresinden şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu:
(Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, gökten bol yağmur indirsin; size, mal ve oğullar ile yardım etsin, sizin için bahçeler, ırmaklar versin.) [Nuh 10-12]

İstiğfar edileceği zaman yüz defa (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünmelidir! Manası şöyledir: (Kendisinden başka ilâh bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder, günahlarıma pişman olup Ona sığınırım.) [Azim, zatı ve sıfatları kemalde, Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan, Kayyum, zatı ile kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]

Borçtan kurtulmak için, (Allahümme ekfini bihelâlike an haramike ve agnini bi fadlike ammen sivâke) duasını okumalı.

Hadis-i şerifte, (Ya Muaz, şu duayı okursan, dağ gibi borcun olsa da, Allah ödetmeyi nasip eder) buyuruldu. Al-i imran suresinin 26. âyeti okunduktan sonra, şu dua okunur: Ya Rahmâneddünyâ vel âhireti ve rahimehümâ tu’ti minhümâ mâ teşâü ve temne’u mâ teşâü ferhamni rahmeten tugni bihâ an rahmeti men sivâke. Allahümmekdi anni deyni. (Hakim)

Her türlü tedbire rağmen, zengin olamayan da, haline şükretmeli, fakirliğe sabretmelidir. Çünkü hadis-i şerifte (Fakirlik, dünyada kusur ise de, ahirette süstür) buyuruldu. Bir kişi "Ya Resulallah! Vallahi seni seviyorum" dedi, bunu üç kere tekrar etti. Resulullah efendimiz, ona (Beni seven, fakirlik için bir zırh hazırlasın. Çünkü beni sevene fakirlik, dağın tepesinden inen selden daha süratli gelir) buyurdu.

Mal ne kadar çok olursa hesabı vardır, haramdan kazanılmışsa azabı vardır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(O gün, size verilen her nimetten sorguya çekileceksiniz.) [Tekasür 8]

Dert ve borçtan kurtulmak için
Sual:
Peygamber efendimizin, Eshab-ı kiramdan Ebu Ümâme hazretlerine, dertten ve borçtan kurtulması için öğrettiği dua nasıldır?
CEVAP
Eshab-ı kiramdan, Ebu Said Hudri hazretleri anlatıyor:
Resulullah efendimiz, bir gün, mescide girdi ve Ensar’dan Ebu Ümâme’ye rastladı ve kendisine, (Yâ Ebâ Ümâme! Namaz dışında niye mescidde oturuyorsun?) diye sordu. Ebû Umâme, (Beni saran dertler ve borçlar yüzünden yâ Resûlallah) dedi. Resulullah, (Sana bir duâ öğreteyim, bunu okuduğun zaman, Allah derdine devâ verir, borcunu ödettirir. Sabah ve akşam bu duâyı oku) buyurdu. Dua şöyledir: (Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike min galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.)

Hazret-i Ebû Ümâme, (Bunu okudum, dertten ve borçtan kurtuldum) dedi. (Ebu Davud)

Bu dua, (Yâ Rabbi, kederden, dertten, âcizlikten, tembellikten, korkudan, cimrilikten, borcumu ödeyememekten ve insanların kahrından sana sığınırım) demektir.

Borçtan kurtulma duası
Sual
: Borçtan kurtulma duası var mıdır?
CEVAP
Gerekli borç duaları sitemizde yazılıdır. Bir tanesini daha bildirelim. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ya Muâz! Sana bir dua öğreteyim mi? Uhud Dağı kadar borcun olsa da, Allah onu ödemek nasip eder. Şöyle dua et:
Allahümme mâlikel-mülki tü’til-mülke men teşâü ve tenziül-mülke mimmen teşâü ve tüizzü men teşâü ve tüzillü men teşâü bi-yedikel-hayr inneke alâ külli şey’in kadîr. Tûlicul-leyle fin-nehâri ve tûlicün-nehâre fil-leyli ve tühricul-hayye minel meyyiti ve tühricul-meyyite minel-hayyi ve terzuku men teşâü bi-gayri hisâb.
[Buraya kadar olan kısım, Âl-i İmran suresinin 26-27. âyetleridir. Aslına bakarak okumalı.] Rahmened-dünyâ vel-âhireti ve rahîmehümâ tu’tîhimâ men teşâü ve temneu min-hümâ men teşâü, irhamnî rahmeten tu’nînî bihâ ammen sivâke.) [Taberani]