ARA
SORULARLA İSLAMİYET / SUAL-CEVAB

Gramer kaideleri

İLGİ EKİ (Kİ):
Bitişik yazılır. Örnekler:
Evdeki, şimdiki ve bendeki

BAĞLAÇ OLAN (Kİ):
Ayrı yazılır. Örnekler:
Buyuruyor ki, diyoruz ki, o ki

SORU EKİ (Mİ):
Ayrı yazılır: Örnekler:
Var mı, yok mu, gördünüz mü, bilmiyor musunuz, öğrendiniz mi

(DE) BAĞLACI:
Dahi anlamına gelen "de" bağlacı ayrı yazılır. Örnekler:
O da büyükleri tanır, ben de...
İyiyi de fenayı da öğrenmemiz gerekir.


(İLE) BAĞLACI:
Sessiz harfle biten kelimelerden sonra "le", "la" olur: Örnekler:
Kalemle, ihlasla, imanla
Sesli harflerle biten kelimelerden sonra araya "Y" harfi girer, "YLE" veya "YLA" olur. Örnekler:
Anneyle, babayla, dayıyla, teyzeyle
[Anne ile, baba ile, dayı ile teyze ile de denir.]

ÖZEL İSİMLER:
Özel isimler, cümlenin neresinde bulunursa bulunsun, büyük harfle başlar. İnsan, hayvan, şehir köy, akarsu, deniz, dağ, ova, orman, lisan, millet, din isimleri özel isimdir.
Örnek: İngilizce ve Arapça dillerini iyi bilen ve İslamiyet’e bağlı olan Ali amca, Amik ovasını, Everest tepesini görmüş biri olup, köpeği Kıtmir ile, Antalya’dan çıkıp, Fırat ırmağını da geçtikten sonra, Akdeniz’den uzaklaştığını anladı.

BÜYÜK HARFLE BAŞLAYAN KELİMELER:
1- Yazıya büyük harfle başlanır. İlim öğrenmek fazilettir gibi.

2-
Nokta, iki nokta, ünlem ve soru işaretinden sonra gelen kelimeler büyük harfle başlar. Örnekler:
Ali Ankara’ya gitti. Veli de Bursa’ya.
Âlimler diyor ki: Her Müslüman dinini öğrenmelidir.
Namazı en önemli iş bil! Namazı vazife bilmeyenin hali kötüdür.
Sen bunu bilmiyor musun? Bilmiyorsan en kısa zamanda öğren!

3- Hürmet ve meslek unvanları büyük harfle başlar. Örnek:
Geçen gün, Muhterem Ali Bey ile Profesör Veli Bey'i gördüm.
Bu kelimeler unvan olarak kullanılmadıkları zaman küçük harfle yazılır. Örnek:
Geçen sene profesör olan Ali, muhterem bir ilim adamıdır.

4-
Özel isim olarak kullanılan Arapça ve Farsça tamlamaların içinde bir özel isim, varsa bu da büyük harfle başlar:
En uygun tasavvuf kitabı Mektubat-ı Rabbani isimli eserdir gibi.

KESME İŞARETİ:
1- Bir kelimeyi benzeri kelimeden ayırt etmede kullanılır:
Tavan, tav'an gibi. (Tav'an, isteyerek demektir.)

2-
Özel isimlerin, i, e, de, den, in, le, ce ekleri getirilince kesme işareti kullanılır. Örnekler:
Ali'yi, Ali'ye, Ali'de, Ali'den, Ali'nin, Ali'yle, Ali'ce gibi.
Özel isimler, li, siz, ci, ler, gil ekleri kullanıldığı zaman kesmeyle ayrılmaz:
Bursalı, Amerikalı, Alisiz, Abduhcu, Kadıyânîler, Koçgiller gibi.

3-
Önem belirtilmek istenen kelimelerden sonra kesme işareti konur. Örnek:
Namaz’ı sakın aksatma!

4-
Rakamlardan sonra kullanılan ekler, kesme işareti ile ayrılır.
1975'ten gibi.

5-
Hikaye ve romanlarda konuşmayı olduğu gibi nakletmek için kullanılır:
Var m'ola, n'ideyim, n'apsın, n’aber gibi.

UZATMA İŞARETİ:

1- Üzerine konduğu seslinin uzun okunmasını sağlar. Örnekler:
Hala, hâlâ, adet, âdet, alem, âlem, kar, kâr

2-
Nispet eki î nin üzerine konur. Örnekler:
Millî, medenî, ahlakî gibi.

3-
a veya u'dan önce gelen K, G, L harflerini uzatıp inceltmede kullanılır:
Kâzım, gâvur, lâle.

NOKTA:

Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur:
Ali geldi.
Kısaltmalardan sonra konur: Örnekler:
Dr. Prof. T.C. gibi.
İnci ekinin yerini tutar. Örnekler:
II. Abdülhamid Han, IV. Murat, 5. Sınıf gibi.

VİRGÜL:

İsimlerin, sıfatların, zamirlerin, birbirine bağlı fiillerin arasına konduğu gibi, uzun cümlelerde özneden sonra ve mektuplarda hitaplardan sonra kullanılır. Örnekler:
Ali, terbiyeli, çalışkan, kültürlü, saygılı, inançlı ve ihlâslıdır.
Kardeşim Ali, gönderdiğin mail çok işime yaradı.

NOKTALI VİRGÜL:
Aralarında şekil ve mana yönünden ilişki bulunan cümlelerin arasına konur. Örnekler:
Mümin ölür, Cennete gider; kâfir ölür, Cehenneme gider.
Müslüman olmak için, sadece inandım demek kâfi değildir; dinin emirlerini beğenmek ve sevmek de şarttır.

Arasında virgül bulunan sıralı cümleleri, birbirinden ayırmak için kullanılır. Örnekler:
(Bir iyilik yapana on misli verilir, bir kötülük ise ancak misli ile cezalandırılır; hiç kimseye haksızlık yapılmaz.) [Enam 160]
Son pişmanlık fayda vermez; ağlasan da, sızlasan da…

Virgülle ayrılmış örnekleri, farklı örneklerden ayırmak için de kullanılır. Örnek:
Efal-i mükellefin demek, Müslümanın yapması ve sakınması gereken, İslam dininin bildirdiği emir ve yasakların hepsidir. Bunlar farz, vacib, sünnet, müstehab, mübah; haram, mekruh ve müfsid olmak üzere sekiz kısımdır.

İKİ NOKTA:
Açıklamalardan ve konuşmaya başlamadan önce iki nokta konur. Örnekler:
Sevgi çeşitleri konusunda birkaç örnek verelim: Allah sevgisi, anne sevgisi, ağaç sevgisi, vatan sevgisi v.s.
Size bir olayı anlatacağım: İstanbul'a geldiğim zaman…

ÜÇ NOKTA:

Cümle bitmeden sözün maksatlı bir kesilişini göstermek için konur:
Müslüman olan öyle bir nimete konar ki...
İman nimetini anlatmak mümkün değil…

SIRA NOKTALAR:
Yazıdan çıkan kısmın belirtilmesinde ve konuşmalarda karşı tarafın sustuğunu gösterir. Örnekler:
Adam, İbni Sebe, İbni Teymiye, Abduh …… gibi ne kadar sapık varsa hepsini kendine örnek alıyor.
— Sen dün neredeydin?

— …….

ÜNLEM İŞARETİ:

Şaşırma, acıma, heyecan, emir gibi his ve düşünceleri gösteren sözlerden sonra ünlem konur. Örnekler:
Aman Allahım! Bu ne gayret!
Vah zavallıya vah!
Namaz kılalım!


Cümle arasında parantez içinde ünlem işareti, söylenilen söze inanılmadığını, şaşırıldığını anlatır. Örnek:
Sayın (!) mezhepsizler, mesleklerini (!) ilerletmek için mezhep imamlarına hücum ediyorlar.
Nazik(!) hırsızlar, görevlerini(!) yaparken, hiç ses çıkarmazlar.
Buradaki ünlem işaretleri amma da sayın, amma da nazik, amma da meslek, amma da görev anlamını taşır.

SORU İŞARETİ:

Soru cümlesinden sonra kullanılır:
Sen kime hizmet ediyorsun?
Sen de mi Brütüs?
O da mı sapıtmış?

Söz arasında parantez içinde soru işareti konursa, söylenilen sözün şüpheli göründüğünü, ne demek istenildiğinin anlaşılmadığını gösterir. Örnek:
Ateistler, dine saygı (?) duyduklarını söylüyorlar.
Yani bunlar dine saygı duymaz ama niye böyle söylüyorlar ki anlamındadır.

KISA ÇİZGİ:

Satır sonunda bitmeyen kelimeler heceden ayrıldıktan sonra bir kısa çizgi yani tire konur.
İki kelimenin anlamının gösterdiği başlangıç ile sonu belirtmek için de tire konur:
Ankara-Van treni gibi.

Arapça ve Farsça tamlamalarda kullanılır:
Saadet-i ebediyye, Mektubat-ı Masumiyye çok kıymetli birer kitaptır.

UZUN ÇİZGİ:
Konuşmalarda konuşmadan önce konur. Örnek:
Ali sordu:
— Sen bu kitabı okudun mu?

TIRNAK İŞARETİ:

Cümlede dikkati çekmesi istenen sözlerin başına sonuna konduğu gibi, başkasına ait yazı ve sözden nakledilen kısımların başına ve sonuna da konur. Örnekler:
İmâm-ı Rabbani “rahmetullahi aleyh” müctehid idi

Elbette “iman” gibi büyük nimet yoktur.

PARANTEZ:

Cümle içinde geçen bir sözün, o cümleden ayrı bir açıklamasını veya başka bir dildeki karşılığını, yahut başkasından nakledilen kısımları içine alır: Örnekler:
İslamiyet’te devlet başkanı, aranan şartlara haiz kimseler arasından halkın oyları ile (veya Hazret-i Ebu Bekir’in yaptığı gibi tayin ile, yahut Hazret-i Ömer'in yaptığı gibi şura ile) seçilir.

Namazı doğru (ta'dili erkân ile) kılmalıdır.
Ali Bey, her zaman, (Namaza mani olan işte hayır yoktur) derdi.

KÖŞELİ PARANTEZ:

Bir yazıya başka yerden yapılan açıklayıcı ilaveleri göstermek için kullanıldığı gibi, parantez içine yerleştirilmiş, dışındakileri çerçevelemede kullanılır. Örnekler:
Orucun farzı üçtür. (İbni Âbidin'de [ve Dürr-i Yekta'da] böyle yazmaktadır.)
Aşağıdaki söz, İmam-ı Rabbani hazretlerine aittir:
[Kötü arkadaştan yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır. Çünkü hadis-i şerifte, (Kişinin dini arkadaşının dini gibidir) buyuruldu.]